Sürekli İstanbul'da yaşayanlar Ankara'nın gri ve anlık gelişen olaylarına hep şasırmışlardır.
Hatta Ankara'da yaşayan ama siyasetin değişken yapısını bilmeyenler de bile, sıradışı olaylarda "ama nasıl olabilir?" diyenler az değildir.
Oysa, Ankara'nın ruhu "Sen söylenilene değil, yapılana bak!" mottosudur.
Dün, Akşener "Masaya atom bombası attı!" görüşünde olanlar olduğu gibi.
Tahrip gücü yüksek el bombası tanımında bulunanlar da var...
Bana göre de bu güçlü bir SES BOMBASI!
Çünkü...
Akşener'in göreve davet ettiği Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı kabul etmeyeceğini en iyi Akşener biliyor!
Hızlıca ilerleyelim...
CHP'nin, Akşener ve partisini son dönemde kroke haline getirdiği, siyasi çıkarımlarını yeterince gözetmediği doğru ama gelinen nokta, Akşener'i haklıyken haksız duruma düşürdü!
Akşener haklıydı çünkü..
CHP, İyi Parti'nin potansiyel gücünü gözardı etti.
Akşener haklıydı çünkü...
Her şey otomatiğe bağlanarak gitti.
Akşener haklıydı, Kılıçdaroğlu pürüzleri sürekli halının altına süpürdü!
AMA...
Masaya itiraz edilecekse, böyle mi olmalıydı?
Masaya, masada itiraz etmeliydi!
Hadi masada itiraz etmediniz, "Kılıçdaroğlu evinize geldiğinde neden konuşmadınız?" sorusuna, Meral hanımın verebileceği bir yanıt var mı?
CHP ve İyi Parti süreci başından bu yana kötü yönettiler.
Cümle Alem bir yıldır biliyor ki, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olmayı çok istiyor.
Sanki bu isteği dün masada duymuş gibi yüksek bir refleks geliştirirerek, bir yıldır oturduğunuz masayı kumar, noter tanımlamalarıyla işaretlemek Akşener'in hatasıydı.
Peki, her şey bitti mi?
Tüm bu gelişmelere rağmen,
evet demek için erken!
Halen "Elimden geleni yaptım ama " diyerek masaya dönme ihtimalini kim reddedebilir?
Filmin sonunu bekleyelim!
Aslında muhalefet cephesi için bunlardan daha önemli olan, bu seçimin artık kazanılma ihtimalinin azalması.
Dünden bu yana CHP ve İyi Parti'lilerin birbirleri aleyhine sosyal medyadaki enformasyonlarının, iktidarın hoşuna gittiğini yazmama gerek yok sanırım.
Dün olağanüstü gelişmeler yaşandı.
Off the record olan bölümleri yazamadığım için gerçekten çok üzgünüm.
Bunu biraz bekleyelim!
Şu anda ima dahi etmem off the record ahlakına uygun değil ama sadece yazmamak üzere aldığım bilgileri yazabilseydim, kafanızdaki soru işaretlerinin çok büyük bölümü çözülebilirdi diye tarihe not düşeyim!
Sadece OLAĞANÜSTÜ diyebilirim!
Hangisi olduğunu söylemem ama önceki yazılarımda bir kaç kez örtülü yazdığım bir mevzu diyebilirim ancak!
İyi Parti'de dün gece yaşanan ve ileride şahitleriyle de bir şekilde ortaya çıkacağını düşündüğüm ruh halini yazabilirim.
İlginç bir el değdi!
İyi Parti yöneticileri birbirlerini doldurdular.
Tüm bu yoğun duygu halini Akşener'e de yaşattılar!
Ve dün Akşener'in yaptığı açıklama "CHP, bir şekilde gönlümüzü alır ve gereğini yaparlar!" psikolojisi içinde yapıldı ama kantarın topuzu fena halde kaçtı!
İMAMOĞLU ARABULUCU!
Akşener'in İmamoğlu ve Yavaş'a kamuoyuna açık teklifinden sonraki gelişmeleri aktarayım.
İkisinin de Akşener'in adaylık teklifine sıcak bakmadığı açık.
Acaba diyenler için somut iki örnek vereyim.
Ekrem İmamoğlu, Akşener'in bu çağrısını televizyondan duyunca, kurmaylarına "İkinci bir emre kadar İyi Parti meclis üyelerini açılışlara davet etmeyin!" talimatı verdi.
Aynı zamanda arabuluculuk için Ankara'ya geliyor!
Yanlış okumadınız!
İmamoğlu arabuluculuk yapacak!
Mansur Yavaş, telefonda "Aday ol!" ısrarını abartan bir İyi Parti yetkilisinin yüzüne telefonu kapattı!
Geriye dönük "Pek yakında sıradışı işler olacak!" yazımı hatırlayanlarınız olacaktır!
Yazımın bir yerinde "Akşener, ya masadan istediğini alacak! ya da masadan kalkmadan masayı dağıtacak!" demiştim. Ve Akşener, masayı dağıttı ama henüz kalkmadı!
NOT: BUGÜN 23:30'DA TV100'DE GAZETECİ KARDEŞİM TAMER KORKMAZ'LA BİRLİKTE MEMLEKET PROGRAMINA BAŞLIYORUZ. BİR MANİNİZ YOKSA BEKLERİZ.
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!