İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Kavuncu, erken seçim tartışmalarına ve Abdullah Öcalan'ın gündeme getirilmesine ilişkin sert açıklamalarda bulundu.
Erken seçimin ülkenin yönetilemez hale gelmesi ya da derin bir ekonomik kriz gibi durumlarda gündeme gelebileceğini belirten Kavuncu, "Erken seçim kararının sebebi Cumhurbaşkanının üçüncü defa aday yapabilmenin yolunu açmak olamaz. Sayın Bahçeli de bu yaklaşımını afişe etti." dedi.
Bu tür bir anayasa değişikliğini asla kabul etmeyeceklerini vurgulayan Kavuncu, " Bu yaklaşım vatandaşla alay etmektir. Biz bunun önünü açacak bir anayasa değişikliğine asla onay vermeyeceğiz. Tek bir kişinin siyasi ikbalini dizayn etmek için yapılıyor." şeklinde konuştu.
'BU TUTUMU MİLLETİMİZİN HAFIZASINA HAVALE EDİYORUM'
Kavuncu, bir gazetecinin "İçişleri Komisyonu Başkanı Süleyman Soylu'nun birbiriyle çelişen iki açıklaması var. Seçimlerden önce Soylu muhalefeti eleştirirken, 'Bunlar gelirse Öcalan'ı serbest bırakacaklar, Demirtaş'ı serbest bırakacaklar' ifadelerini kullanıyordu. Bugün ise Bahçeli'nin Öcalan çağrısını desteklediğini söyledi. Bu çelişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Ben, bunu yüce milletimizin hafızasına havale ediyorum. Bu, ikircikli, samimiyetsiz, yalana dayalı siyasetin ifşa olmuş halidir. Bizim ittifak yaptığımız siyasi partinin bir başka partiyle olabilecek ilişkilerinden dolayı biz çok ciddi ithamlar aldık, terörle iş birliği var diye. Bu iftiraları yapanlar bugün terör başını Meclis'e davet ediyor. Seçen, bu iftiraya dayalı, omurgası olmayan siyaseti görüyor"
LÖSEV HASTANESİ İÇİN DESTEK ÇAĞRISI
LÖSEV Hastanesi'ne ruhsat verilmemesi sorununu ele alan Kavuncu, kanser hastası çocuklar için verilen bu sağlık hizmetinin önemine vurgu yaptı. LÖSEV'in talepleri ve mağduriyetleri olduğunu belirten Kavuncu, "Bunlardan en önemlisi hastane talebi. Dar gelirli vatandaşlarımızın da hem bu sağlık hizmetlerinden hem de zorlu koşullarda rahat eğitim almaları için de destek oluyor. Ortaya çıkan bürokratik engellerin kaldırılmasını talep ediyorlar. Sağlık Bakanlığına bir çağrı yaparak bu konunun siyaset üstü bir konu olduğunu hatırlatmak isteriz" dedi.
Kavuncu, yönetmeliğin hasta sayısına dayalı maaş sistemi öngörmesine de tepki gösterdi ve bu yaklaşımın sağlık hizmetleri için tehdit oluşturduğunu ifade etti. Ülkede nitelikli doktor kaybının arttığını, istifa eden doktorların yerini daha az gelişmiş ülkelerden gelen doktorların doldurduğunu söyleyen Kavuncu, TÜİK’e yabancı doktor ithalatına ilişkin veri toplama çağrısında bulundu. Sağlık Bakanlığı'na, yönetmeliğin gözden geçirilmesi yönünde çağrı yaptı.
AİLE HEKİMLERİ VE YENİ YÖNETMELİK TEPKİSİ
Kavuncu, aile hekimlerinin üç günlük iş bırakma eylemine destek vererek, yeni yasal düzenlemenin sorunlara yol açacağını ifade etti. Aile sağlığı merkezlerinin sağlık hizmetlerinin %40'ını sağladığını ancak mevcut doktorların yalnızca %15’inin burada çalıştığını belirten Kavuncu, bu durumun aşırı iş yükü yarattığını vurguladı. Yeni düzenlemenin, doktor maaşlarında kesintiye yol açtığını ve "teşvik" adı altında daha az ilaç yazılması karşılığında ek ücret sunulduğunu eleştiren Kavuncu, bu sistemin "hasta-doktor ilişkisini müşteri-çalışan ilişkisine dönüştürdüğünü" söyledi.