Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Referandum İzlenimleri
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
3 Nisan 2017 Pazartesi

Referandum İzlenimleri

Geçen hafta yazdığım Avusturya ziyaretimden sonra referandum çalışmalarım diğer partili arkadaşlarım gibi hızlanarak devam etti. Çeşitli vesilelerle İstanbul, Trabzon, Rize, Amasya, Eskişehir ve Ankara köylerine gittim. Ziyaretlerimde özellikle “evet” cenahının, iktidarın  güçlü olduğu yerlerde çalışmayı tercih ettim.
Gittiğim yerlerde kahvehanelerde, çay ocaklarında, cami avlularında, esnaf ve ticaret odalarında, STK’larda, dükkan ziyaretlerinde, pazar yerlerinde ve sokakta konuşmalar yaptım. Muhakkak ki konuşmalarımın içeriği karşımdaki kişilerin seviyesine göre değişti. Ancak tüm konuşmalarımda şu vurguyu mutlaka yaptım; ‘Bir kişi hem cumhurbaşkanı, başbakan, kendi partisinin genel başkanı oluyor, hem de bakanlar kurulunun ve genel kurmay başkanının yetkilerine haiz olarak yargıyı kontrol edebildiği gibi hem de TBMM’nin kanun çıkarma yetkisine ortak oluyor. Böyle bir yetkiyi vermek uygun mudur? Millete referandumda sorulan kısaca şimdikinin yerine Esat veya Azerbaycan tipi bir sistem getirelim mi, sorusu. Evet denir mi buna?”
Çalışmalarımız son güne kadar devam edecek. Gittiğim yerlerde eş, dost, akraba, arkadaş, partili ve vatandaşla çok çok güzel diyaloglar paylaştık, çirkin hiçbir olay yaşamadık. Tabi komikleri de var ama bu yazımda sizinle referanduma ilişkin bana ilginç gelen birkaç tespitimi paylaşmak istiyorum.
-Genellikle referandum zamansız, faydasız ve gereksiz bulunuyor. Özellikle AKP’liler bu görüşlerini sohbet ilerledikçe ve baş başa iseniz açıklıyorlar.
-Hayır diyecekler niyetlerini korkudan dolayı, az da olsa evet diyecekler ise evet demekten utandıklarından dolayı açıklamıyorlar. İşin esası ise şu; hayırcılar zarar görme korkusu, evetciler ise kendilerine gerekçe sorulma korkusu ve cevaplayamama utancı yaşıyorlar.
-CHP’nin bu referandum bir genel seçim değil, iktidar değişmeyecek çabasında olmasına rağmen hemen herkes bu işin çok önemli siyasi sonuçları olacağının farkında. Yani referandum aslında bir güven oylamasına dönüşmüş durumda.
-CHP’nin tansiyonu düşürme, konuyu AKP-CHP ve Erdoğan sorunu haline getirmeme çabası ise tutmuş durumda ve takdir ediliyor.
-Evetciler çok farklı yerlerde yaptığım tespite göre katiyen Anayasa değişikliklerine ilişkin soru sormuyorlar. Soruları klasik politika ile ilgili konular veya basit yorumlar oluyor. Eğitim seviyesi düşük çoğunluk “Neden Avrupa ülkeleri hayır diyor?” sorusunu mutlaka soruyorlar. Cahil birine bu konuda ikna edici cevap vermek çok zor. Uluslararası ilişkileri, AB’nin önemini ve siyasi istismarı anlatmak çok uzun zaman alır. Ayaküstü kısa cevap vermek gerek. En fazla İsrail’de evet diyor, Ruslarda evet diyor diyorsunuz. Yine itiraz ederse Barzani’de evetci diyorsunuz bu seferde nedense CHP’yi kötülüyorlar.
-Geçen hafta en çok sorulan sorulardan biri ise “Kılıçdaroğlu neden fes midir nedir diye yalan söylüyor?” oldu. Yani şu Erdoğan’ın fesih yetkisi olduğunu bile bile son çare olarak Kılıçdaroğlu’nu polemiğe çekmek için “Fesih yetkisi varsa istifa ederim” dediği konu. Az çok eğitimli çevrelerde bu iddia evetcilere zarar verdi ama cahil kesimde maalesef karşılık bulmuş. Zorlandığım konulardan biri de bu oldu. Konu basit ama hiç anlamayan birine daha da basit nasıl anlatacaksınız ki? Allah’tan sorunun yanlışlığını gören bir evetci mutlaka benden önce müdahale ediyordu genellikle…
-İkna sınırına kadar gelenlerin ise söyledikleri şu oluyor; “Yaşamadan göremeyiz. Görelim bakalım dediğiniz gibi mi?”
Gerçekten zor iş, eğer gerçek bir evetci bulmuşsanız ve sorularının kafasında cevapları oluşmuş ise onu ikna etmek gerçekten zor iş….
Eğer “Tayyipçi” ise nerede ise imkansız…
Sanki karşımda çıkarı olanlarla, cahillerin ittifakından oluşan bir evet ordusu var. Ancak hayır’ların daha fazla olduğundan eminim…
Niyetimiz Hayır, İstikametimiz Hayır, Akibetimiz Hayır olsun.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 5 Nisan 2017 Çarşamba 14:17
ERDOĞAN’A RAĞMEN FETO’CULAR KORUNUYOR MU? Türkiye’nin en büyük 100 işletmesinden biri olan Kayseri Şeker Fabrikası’nda ilginç gelişmeler yaşanıyor. Boğazlıyan başta olmak üzere birçok yerde işletme ve ortakları olan Kayseri Şeker, bir süredir FETÖ tartışmaları ile gündemde. Kayseri Şeker’de Genel Müdür Levent Benli, FETÖ’ye kaynak aktarmaktan tutuklanırken, gelişmelerden 1. derece sorumlu ve aynı zamanda Levent Benli’nin amiri olan Hüseyin Akay’ın etrafındaki siyasi zırh, Kayseri’de gündemin bir numaralı tartışma konusu. Kayseri’de yerel yayın yapan günlü gazete Kayseri Deniz Postası, 25 Ağustos 2016 tarihli yayınında, AKP Gurup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ı Kayseri Adliyesi’ne makam arabası ile giriş yaparken yakalamış, Elitaş’ın ziyareti sonrasında da 20 FETÖ elemanının serbest bırakıldığını iddia etmişti. YURT’a gelen bilgilere göre akıl almaz iddialar bunlarla da sınırlı değil. Kısa süre önce Kayseri Şeker’e Yozgat Polisi’nin düzenlediği FETÖ/PDY operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan 6 kişiden 3’ü tutuklanmıştı. Yozgat Emniyet Müdürlüğü tarafından Kayseri Şeker Fabrikası Boğazlıyan entegre tesislerinde usulsüzlük yaptıkları, himmet adı altında çalışanlardan para topladıkları, FETÖ’ye sistematik şekilde finansman sağladıkları, Fethullah Gülen terör örgütüne mensup kişileri terfi sınavlarında kayırarak yüksek mevkilere terfi ettirdikleri ve örgüte bağlı olmayan kişilere psikolojik baskı uygulayarak istifaya zorlayıp iş akitlerinin feshedilmesine neden oldukları iddiasıyla gözaltına alınan; 2 hafta önce görevden ayrılan Kayseri Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Üyesi ve eski Genel Müdürü Levent Benli, yardımcıları Mehmet Özoğul ve Boğazlıyan Entegre Tesisi Müdürü Bilal Karaköse tutuklandı. Akay’ı kim koruyor? Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Kayseri Şeker’in Başkanı hakkında tanıkların ciddi iddiaları kayıtlara geçmesine rağmen ifadesi dahi alınamayan Hüseyin Akay’ın etrafında oluşan siyasi zırh Kayseri’yi karıştırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “FETÖ ile mücadele torpilsiz ve kayıtsız şartsız olacak” sözlerine rağmen binlerce emekçi ve devletin hissedar olduğu Kayseri Şeker’deki ilginç gelişmeler özellikle Kayserili siyasiler ve çiftçiler tarafından tepkiyle karşılanıyor. “Hüseyin Akay’ı kim koruyor?” sorusu Kayserililerin en önemli tartışma konusu. İŞTE YURT GAZETESİ’NİN MANŞETTEN VERMESİNE RAĞMEN SONRADAN SİLDİĞİ O LİNKİN ÖNBELLEĞİ: http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/kayseride-neler-oluyor-h11595.html
 Misafir
 5 Nisan 2017 Çarşamba 14:08
Kayseri şeker fabrikasındaki paralel yapılanmanın perde arkası ortaya çıktı. Pancar ekicileri kooperatifi başkanı Hüseyin Akay, İdris Naim Şahinin kurucusu olduğu MİLAD partisinin eş başkanı ile Paralel yapının organize ettiği dernekte uzun bir süre görev almış. KAYNAK: https://www.kayseriyerelhaber.com/gundem/huseyin-akayin-paralel-yapi-ile-iliskisi-tescillendi-h16375.html
 Misafir
 5 Nisan 2017 Çarşamba 11:41
kıskanmayın ya da çatlayın mesele Bülent ya da başkası değil mesele türkiye bulent bey milli bir insan.
 Misafir
 5 Nisan 2017 Çarşamba 11:35
seni seviyoruz . sen chp nin Ankara'da en çok belki de tek çalışan vekilisin ama randevu alamıyoruz kusoğlu abi. selamlar.
 Misafir
 5 Nisan 2017 Çarşamba 11:20
yunan askeri benzetmesine tek bir kelimeniz yok mu? hani demokrasi? daha önce de gazetelere el koyacağız demiştiniz. vah vah. sizi seviyoruz ama susuyorsunuz. her şey vekillik mi değerli büyüğüm. kızmayın ama gerçek bu. saygılar efendim.
 Misafir
 5 Nisan 2017 Çarşamba 11:18
Ben sizi objektif diye izliyorum ama son zamanlarda militanlık yolunda ilerliyorsunuz değerli vekilim. saygılar.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime