Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Adalet Ufuktan Şimdi Doğar Yürüyelim Arkadaşlar!
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
20 Haziran 2017 Salı

Adalet Ufuktan Şimdi Doğar Yürüyelim Arkadaşlar!

Son zamanlarda gelişen bazı olaylara kısaca bir göz atıyorsunuz;
Katar, ABD ve onunla birlikte hareket eden Arap ülkeleri tarafından terörü desteklemekle suçlanıyor ve ambargoya uğruyor, Türkiye, daha doğrusu Erdoğan buna neredeyse kendisine yapılmış gibi tepki gösteriyor. Hatta Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye ısmarladığı 2 milyar dolarlık savaş gemisi yapım projesinin iptalini dahi göze alıyor, şaşırıyorsunuz.
ABD, hayati boyutta Türkiye’yi ilgilendiren Rakka ve Musul operasyonlarına Türkiye’nin katılmasını engelliyor. “Demek ki bundan sonra bölge ile ilgili kararlara da Türkiye’nin katılmasına müsaade edilmeyecek” diye üzülüyorsunuz.
Bu arada ABD’yi arkasına alan Irak Kürt Yönetimi Lideri Barzani, Türkiye’nin tepkisini göze alarak bu yıl içerisinde bağımsızlık için referandum yapacaklarını açıklıyor ve bu kararını ısrarla sürdürüyor. Demek ki diyorsunuz, “Irak Kürdistan’ından sonra Suriye Kürdistanı da aynı yolu izleyerek bağımsız devlet olabilecek.” Ancak Türkiye toprakları ve Kürtleri katılmadan gerçek bir Kürt devletinden söz edilemeyeceği için “Türkiye her şekilde çok daha derin sıkıntılara gebe olacak” diye düşünüp üzüntünüzü artırıyorsunuz.
“Katar hangi terör örgütlerini desteklemişse aynı suçları Türkiye’de işlemiştir, Türkiye’ye de ambargo uygulansın” diyen Mısır Devlet Başkanı Sisi ve Ürdün Kralı Abdullah, ABD’yi yanlarına alarak bu sözleri söylüyor ve Türkiye’yi uluslararası kamuoyu nezdinde mahkum etmeye çalışıyorlar iken tam bu sırada ABD Dış İşleri Bakanı Rex Tillerson, “Müslüman Kardeşler bir terör örgütüdür ve Türk Hükümetinde Müslüman Kardeşleri destekleyenler vardır” gibi çok ağır bir suçlamada bulunuyor.
Olayları benzeri Ortadoğu kaosu ile birlikte değerlendiriyorsunuz, yargınız şu; “Tüm bunların ve buna benzer Avrupa gelişmelerinin anlamı Erdoğan’a Batı tarafından ayar verilmesinin ötesinde Türkiye’nin karıştırılmasıdır. Arap Baharı ile İslam ülkelerinde yaşanan yıkımların Türkiye’de de yaşanmasıdır” Bu yargıda bulunurken dikkatli ve uyanık bir yurtsever olmanız gerektiğinin bilincindesinizdir.
Diğer taraftan yine bilinçli bir yurtsever olarak ülkenizin gidişatının, hukuka uygun olmayan bir Referandumla rejim/sistem değişikliğinin ne anlama geldiğinin, OHAL ile tam bir hukuksuzluk haline girildiğinin farkındasınızdır. Bir muhalif olarak, adı yolsuzluk ve hukuksuzluk konusunda ayyuka çıkmış, Cumhuriyet değerlerini yok edip kendini korumaya alan Erdoğan konusunda küresel ölçekli gelişmeleri sevinçle karşılayabilmeniz mümkün iken, “Erdoğan ile birlikte maliyet ödeyecek olan ülkem ve vatandaşlarımız” diye düşünüp sevinemiyor tam tersine endişeye kapılıyorsunuz. Hele Türkiye’yi hizaya sokacak güç emperyalist bir anlayışla bunları yapınca çok rahatsızlık hissediyorsunuz. Maalesef siz tam bu rahatsızlıkları yaşarken, Erdoğan partinizin bir milletvekilini saçma bir gerekçeyle 25 yıla mahkum ettirip anında tutuklattırıyor. Tüm muhalefet bu son damla ile isyan ediyor, ayağa kalkıyor. Belli ki Erdoğan burada durmayacaktır, sizi ve kendisince tüm muhalefeti OHAL’i de kullanarak yok etmeyi hedeflemiştir. “Yeni Türkiye” adı altında tüm birikimlerin yok edileceği, kaosa sürüklenildiği ortadadır.
Ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Hayat hakkınız gittikçe azalmaktadır. Ülkenizi çöküşe götürmekte olan anti-demokrat hatta zalim bir yönetim ile ülkenizi bir iç savaşa ve bölünmeye götürmekte olan emperyalist küresel güçler arasında kalmış olmanın kabusunu yaşıyorsunuz. Yapacağınız tek makul eylem yürümek olarak ortaya çıkıyor. Muhalefeti şiddete bulaştırmadan, halkı halkla karşı karşıya getirmeden, vatandaşı devletle karşı karşıya getirmeden yürümek…
Yürümeye başlıyorsunuz. Şiddetten uzaksınız. Muhalif kitleler heyecanla peşinizde yürümektedirler. Yeni bir umut yeni bir sinerji ile ülkenizi bir daha o iç savaşın, çatışmanın eşiğinden çeviriyor barışçıl bir eylemle kitlenizi ve ülkenizi sıkıntıdan kurtarıyorsunuz…
Bakalım, adalet ve huzur ufuktan doğacak mı?
“Yürüyelim Arkadaşlar” diyorsunuz…
Ancak Erdoğan yine rahat durmuyor. “Bir şey yapmıyorsak bu lütuftur” diyor. “O yargı sizi de çağırabilir” diyor. Tehditlerini sürdürüyor açıkça…
Duymuyorsunuz, durmuyorsunuz ve “Adalet ufuktan şimdi doğar, yürüyelim Arkadaşlar” demeye devam ediyorsunuz… Aslında ufuktan doğacak olan bilinçlenmedir, uyanıştır…
Milletin uyanışıdır…
Hedefiniz Milletin kaosu görmesi, umudu yakalamasıdır…
Adalet ve huzur ufuktan er-geç doğacak, ondan şüpheniz yok ama “Geç olmasın, Türkiye’ye maliyeti büyümesin Yarabbim” diye dudağınızda dua, yürüyorsunuz… 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 21 Haziran 2017 Çarşamba 10:17
Tebrikler. Harika bir analiz.
 Misafir
 20 Haziran 2017 Salı 14:53
Seni yürekten seviyoruz vekilim de .. de kısmını yazzmyım. bu chp den bir şey olmaz. ne diyeyim.
 Misafir
 20 Haziran 2017 Salı 14:52
BİZİ YÜRÜTÜP YÜRÜTÜP SONRADAN KAYBOLmayın sakın . hehehehe
 Misafir
 20 Haziran 2017 Salı 14:51
yürü yürü de nereye kadar nolcak halimi yahu. bir çare lütfen.
 Misafir
 20 Haziran 2017 Salı 14:47
adalet mi? ne chp de, ne akp de ne MHP de var. lütfen... lütfen..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime